YOLDAN ÇIKAN PSİKOLOJİ DENEYLERİ
Açık Bilim Podcast - Een podcast door Podfresh: Tevfik Uyar - Açık Bilim
Categorieën:
Bilimde insanlarla deney yapmanın çeşitli riskleri olduğu için deney hayvanları bir alternatiftir, ancak söz konusu olan sosyal psikoloji deneyleri ise konu direk olarak insan olduğu için deney hayvanı kullanma şansı bulunmuyor. Hayvanlar konuşamadığı için ise beyne ya da psikolojiye ait pek çok konuyu araştırmak için insanların birebir kullanılması bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde sosyal psikoloji deneyleri katılımcılara zarar vermemek, bir zarar verilse dahi bunu telafi etmek üzerine kurgulansa da geçmişte bu etik kuralların bulunduğunu ya da bulunsa bile bilim insanlarının bu kurallara uymak konusunda çok da hevesli olduklarını söyleyemiyoruz. Ayrıca bazı etkenlerin insanda ne çeşit bir tepki yaratacağını ancak yine deneylerle gözlemlemek mümkün. Tarihte yoldan çıkarak amaçlanandan farklı bir noktaya sapan, iyi niyetli başlasa da kötü sonuçlar doğuran, katılımcılarına acılar ya da kalıcı ruhsal bozukluklar yaşatan psikoloji ya da sosyal psikoloji deneylerinin ardında kabaca üç nedenin yattığını söyleyebiliriz: 1. Bilim insanının deneyi tasarlarken olabilecekleri ön görememesi, ("Kaş yaparken göz çıkarmak...") 2. Bilim insanının etik kurallarını, insan ya da hayvan haklarını önemsememesi ("Zafer yolunda her şey mübahtır") 3. Bilim insanının tezini kanıtlayabilmek için aşırı hırslı davranması ve deneyin başarısızlığının birinci dereceden etkileyeceği kişiler arasında kendisinin bulunmaması. ("El elin eşeğini türkü yakarak ararmış") Bu yazımızda katılımcılarına zarar veren ya da tahminlerin çok ötesinde sonuçlar verdiği için yarıda kesilen deneylerden bahsedeceğiz. "Canavar" Çalışması (1939) Wendell Johnson (F.W. Kent Fotoğraf Kolleksiyonu, Iowa Üniversitesi Kütüphanesi) Iowa Üniversitesi'nden, kendisi de kekemelikten mustarip olan [1] Wendell Johnson tarafından tasarlanan ve 1939 yılında 5 ila 15 yaş arasındaki 22 yetiştirme yurdu öğrencisiyle gerçekleştirilen deney, deneklerde kalıcı hasar yaratma konusunda akla gelen ilk örneklerden biridir [2]. 10'u kekeleyen, 22 öksüz ve yetim çocuğun kontrol ve deney grupları olarak iki gruba bölündüğü çalışmada her iki gruba da diksiyon dersleri verilmiştir. Bir gruba doğru telaffuzlarında pozitif geri besleme verilirken, diğer gruba yaptıkları telaffuz hatalarında dayak atma ve kekeme olduğunun yüzüne vurulması gibi uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Bu 6 aylık çalışmanın sonuçları ortaya korkunç bir manzara çıkarmıştır: Negatif geri besleme alan gruptaki çocuklardan sadece kekeme olanlar değil, normal olanlar dahi hayatları boyunca konuşma güçlüğü çekmişlerdir. Sonuçları halen Iowa Üniversitesi kütüphanesinde bulunan araştırma, tarihin tozlu sayfalarına gömülü idi. Ancak 2001 yılında California eyaletinde yayınlanan San Jose Mercury News konu hakkında bir makale kaleme aldı. Bu makaleyi ihbar kabul eden savcıların devreye girmesiye deney ulusal bir skandala dönüştü. Haberlerden sonra Iowa Üniversitesi özür diledi, ancak 2005 yılında Iowa yüksek mahkemesi davayı görüştü ve 2007 yılında kalıcı hasara uğramış 6 denek, toplamda 925.000 ABD doları tazminata hak kazandı. Dava böyle sonuçlanmış, Wendell Johnson ve Iowa Üniversitesi suçlu bulunmuş olsa da bazı meslektaşları Wendell Johnson'ı savunuyorlar. Aslında Johnson saygın bir bilim adamı. Adı böyle bir deneyle tarihe kötü geçmiş olsa da konuşma bozuklukları ve kekemelik tedavisindeki başarılı çalışmaları sebebiyle hala iyi bir şekilde anılıyor. Üniversite'nin savunma zemini ise daha farklı: İnsan kullanılarak yürütülecek deneylerle ilgili Nuremberg Kanunları 1948 yılında yayınlandığından, 1939 yılındaki bu deney o günün kurallarına uygun görünüyor [3]. Milgram Deneyi (1963) 1963 yılında Yale Üniversitesi’nde Profesör Stanley Milgram tarafından tasarlanan deney insanların belli bir rol altında an...